Arama

Göz gezdirilmesi gereken tarih kitapları... Kaynak: Göz gezdirilmesi gereken tarih kitapları...

Göz gezdirilmesi gereken tarih kitapları... Kaynak: Göz gezdirilmesi gereken tarih kitapları...

28/11/2023 15:21 | Son Güncelleme : 09/05/2024 04:02 | Okunma Sayısı : 99 | Super Admin


Göz gezdirilmesi gereken tarih kitapları... Kaynak: Göz gezdirilmesi gereken tarih kitapları...

Son birkaç aydır, Albayrak Medya bünyesinde üstlendiğim emanet vazifelere bir yenisi daha eklendi, Ketebe Yayınları “Tarih” serisinin editörlüğünü de yürütmeye başladım. Ketebe’nin yayın yönetmeni, kıymetli dostum Furkan Çalışkan’la istişare ve eşgüdüm içinde, çalışma arkadaşlarımın özverisiyle, kaliteli ve kalıcı eserleri okurlarla buluşturmak üzere kolları sıvamış olduk. Doğudan batıya, tarihin çok farklı sahalarından, yerli ve yabancı çok sayıda isim ve eser, belli bir takvim dâhilinde raflardaki yerini alacak.

Rahmetli Süheyl Ünver, her altı ayda bir, kendisine hasbelkader kıymet veren eş-dost kim varsa hepsini toplar, onlara -adeta brifing verir gibi- yürütmekte olduğu çalışmalarla ve çıkardığı yeni yayınlarla ilgili ayrıntılı bir sunum yaparmış. “Madem siz bana hüsnüzan ediyorsunuz, benim de boş durmadığımı göstermem lazım. Bakın şunları şunları yazdım…” diyerek anlatırmış.

Aynı noktadan hareketle, ben de siz değerli okurlara, Ketebe Tarih markası altında “dizi editörü” olarak benim imzamı taşıyan hangi kitapları yayınladığımızı aktarmak istiyorum:

1. Venedik ve Bâb-ı Âli / Lucette Valensi

Meşhur Fransız tarihçi Lucette Valensi, 1503-1641 yılları arasında İstanbul’da görev yapan Venedik büyükelçilerinin Osmanlı’ya dair yazdıkları kırk civarında sefâretnâme üzerinden, Avrupa’nın Doğu’ya ve Osmanlı İmparatorluğu’na bakışındaki dönüşümü anlatıyor. Valensi’nin dikkatli satırlarında, Osmanlı’nın şahsında müşahhas hale gelen Müslüman Doğu’nun nasıl “nefret” objesine dönüştürüldüğü adım adım tasvir ediliyor.

2. Bir Dünya Savaşının İnşası / Ahmed Fatih Andı

Osmanlı İmparatorluğu ile İspanya İmparatorluğu arasında 16’ncı yüzyılda cereyan eden, Rodos’un fethi ile temelleri oluşan ve Alcazarquivir Savaşı ile nihai olarak sona eren siyasî, askerî ve ideolojik çatışmanın süreçlerini inceleyen eser, iki farklı imparatorluğun birbirleri hakkında inşa ettiği imajları sorguluyor. Kitap sadece bir tarih anlatısı değil, aynı zamanda farklı disiplinlerin karşılaştırıldığı bir teorik çerçeve de sunuyor.

3. Doğu’ya Seyahat / Ida Pfeiffer

Avustralyalı kadın kâşif ve seyyah Ida Pfeiffer, 1842 yılında gemiyle Viyana’dan başladığı Doğu yolculuğu sırasında İstanbul, Bursa, Beyrut, Yafa, Ölüdeniz, Kudüs, Nâsıra, Şam, Baalbek, Beyrut, İskenderiye ve Kahire’ye uğramış, ardından Sicilya ve İtalya üzerinden ülkesine dönmüştü. Günlüklerden izler taşıyan kitap, gezilip görülen yerlerin manzarasını tasvir ederken, bugünkü Ortadoğu’nun çok canlı bir panoramasını sunuyor. Pfeiffer’in İslâm’a ve Müslümanlara karşı olumlu bakışı ise, dönemin şartları çerçevesinde çok şaşırtıcı.

4. Mekke’de Güç ve Hâkimiyet / Burak Gani Erol

Memlûk tarihinin Türkiye’deki sayılı uzmanlarından biri olan Burak Gani Erol, eserinde az bilinen bir döneme ışık tutuyor: Kahire merkezli Memlûk İmparatorluğu döneminde Mekke emirlerinin atanması, Hicaz’da oluşan güç dengeleri, hacılara hizmetin yöneticilere sağladığı prestij, merkezî idare ile taşra arasındaki gerilimler ve daha birçok detay, gözler önüne seriliyor. Kitap, Mekke’nin siyasî konumunu bütün boyutlarıyla ortaya koyuyor.

5. Küresel İhvân / editörler: Abdulgani Bozkurt - Mehmet Rakipoğlu

İslâm dünyasının en köklü siyasal hareketlerinden biri olan Müslüman Kardeşler Teşkilâtı (İhvân) kuruluşu, ideolojisi ve yapılanmasıyla ele alınırken, İhvân’ın dünyanın dört bir yanındaki teşkilâtlanma biçimlerine odaklanan eser, sahasında uzman 30 ayrı ismin makalelerinden oluşuyor. Kitap boyunca okur, bir yandan İhvân düşüncesinin ayrıntılarına ve önde gelen şahsiyetlerin hayat hikâyelerine vakıf olurken, diğer yandan bu düşüncenin pratiğe aktarılmasındaki çok çeşitli zorlukları görme şansı buluyor.

Kaynak: Göz gezdirilmesi gereken tarih kitapları...

 

Beğendim
Bayıldım
Komik Bu!
Beğenmedim!
Üzgünüm
Sinirlendim
Bu içeriğe zaten oy verdiniz.

Bunlar da ilginizi çekebilir

Dilan'dan mektup var! Dilan Polat, Gazeteci İsmail Saymaz'a neler yazdı neler...

Dilan'dan mektup var! Dilan Polat, Gazeteci İsmail Saymaz'a neler yazdı neler...

Kara para aklama ve vergi kaçırma suçlamalarıyla tutuklanan Dilan Polat’tan mektup geldi. Polat Gazeteci İsmail Saymaz’a mektup yazdı.

5 ay önce
Cami ne demektir?

Cami ne demektir?

Cami ne demektir? Dağınık şeyi toplamak, biriktirmek, birleştirmek, elbise giymek anlamındaki “c-m-‘a” kökünden türeyen câmi’, toplayan, bir araya ge tiren, birleştiren, müellif, mürettip demektir. Dinî terim olarak, toplu ibâdet edilen yerlere denir. Mescid ne demektir? Mescid; Arapça’da “eğilmek, tevazu ile alnı yere koymak” mânasına gelen sücûd kökünden “secde edilen yer” anlamında bir mekân ismidir. Secde namazın rükünleri içinde en önemlisi, Kur’an’a göre insanın daha ilk yaratılışında şahit olduğu bir hürmet ifadesidir (el-Bakara 2/34). Hz. Peygamber (sas)’in bildirdiğine göre kulun Allah’a en yakın olduğu an secde anıdır (Nesâî, “Taṭbîḳ”, 78). Kur’ân-ı Kerîm, hadisler ve ilk İslâm kaynaklarında cami karşılığında mescid kelimesi geçmektedir. Kur'an-ı Kerim'de mescid kavramı Kur’ân ve sünnette câmi, mescid kavramı ile ifade edilmiştir. Mescid kelimesi Kur’an’da tekil ve çoğul olarak, ayrıca sıfat tamlaması şeklinde birçok yerde geçer. Kâbe ve çevresini ifade eden Mescid-i Harâm on beş yerde, Mescid-i Nebevî veya Mescid-i Kubâ’nın kastedildiği “takvâ temeli üzerine kurulu mescid” (et-Tevbe 9/108), Kudüs hareminin kastedildiği Mescid-i Aksâ (el-İsrâ 17/1) ve münafıkların Hz. Peygamber’e suikast tertiplemek üzere bina ettikleri Mescid-i Dırâr (et-Tevbe 9/107) birer âyette zikredilmektedir. Mescid kelimesinin çoğulu olan mesâcid Kur’an’da altı yerde geçer. Buralarda genel olarak mescidler kastedilmekle beraber kelimenin aynı zamanda mimli masdar ve alet isminin de çoğulu olması sebebiyle, “Secdeler Allah içindir” (el-Cin 72/18) âyeti, “Secde organları veya secde yerleri (mescidler) Allah’ındır” şeklinde de anlaşılabilir. Osmanlılar'da cami ve mescid kavramı Osmanlılar döneminde padişahlar tarafından inşa ettirilen büyük camilere “selâtin camileri”, vezirler ve diğer devlet ricâli tarafından yaptırılan orta büyüklükteki camilere bânisinin adına izâfeten sadece cami, küçük olanlara da mescid denilmiştir (Arseven, I, 219). Mosque ne anlama gelmektedir? Batı dillerinde cami karşılığı olarak kullanılan mosque, mosquée vb. kelimelerin mescidin farklı telaffuzundan doğduğu söylenmektedir. Yeryüzünde yapılan ilk mescid nedir? Yeryüzünde ilk yapılan mescid, Mekke’deki Mescid-i Haram’dır (Müslim, Mesâcid, 1). Kur’an’ın bildirdiğine göre “insanlar için inşa edilen ilk beyt (mâbed)” Kâbe’dir (Âl-i İmrân 3/96).

5 ay önce
Mevlevi Sema Törenleri

Mevlevi Sema Törenleri

Mevlevi Sema Törenleri

5 ay önce
Yorumlar